ANNE VE BABALARA


Nusret KOÇHAN
Zih.Eng.Sın.Öğret
kochan77@gmail.co
m

Derler ki, bir vatandaşın bütün hayali dünyanın en güzel bir köşesine gidip  orayı gezmek ve görmekmiş. Hep bu hayalle gezer ve o geziye gideceği günü düşünürmüş.

Gel zaman – git zaman derken gezi günü gelmiş. Adam çok ama çok seviniyormuş. Örnek olarak İspanya‘ da veya Hollanda‘ da güzel bir şehre inip o şehrin temizliği, güzelliği,  gezeceği ilginç yerleri düşünerek uçağına binmiş. Havada da bu gideceği yeri hayal etmiş.

O arada pilot kabininden şu anos duyulmuş. Sayın yolcular ….. hava alanına inemiyoruruz  ama şu an rotamızı başka bir iniş noktasına yöneltmiş bulunuyoruz. Adam sanki bütün hayalleri suya düşmüş ve o hayal ettiği güzel şehri düşünürken uçak inişe geçmiş ve inmiş.

Adam uçaktan inerken de  şöyle bir etrafına bakınmış ama o hayal ettiği yere hiç mi hiç  benzemiyor. Doğrusu indiği yerin o hayallerini süslediği yerler olmadığını görmüş. Adam şöyle bir düşünmüş ve sonra demiş ki, olsun belki burada güzeldir. Burayı da beğenirim, benim nasibim burasıymış diyerek kendi kendini teselli etmiş.

İşte değeli anne ve babalar, sizlerin de hayali çok güzeldi. Bu durum hayaller kurduğunuz çocuğunuz için de geçerli idi. Güzel olsun, sağlıklı olsun dediniz. Onun üzerine titrediniz ama, şimdi engelli diye, özürlü diye bir bıkma, bir usanma göstermeden, olsun benim nasibimde bu vardı. O benim evladım ve yavrum, onu en iyi şekilde bakar büyütürüm diyorsanız, siz yücelerin yücesi bir anne ve babasınız demektir. Kabullenmekten başka da bir çare yoktur elbette…..”